Tuesday, July 8, 2008

TATİL-Soğucak

Gelelim tatilin ikinci bölümüne.İzmir-Çeşme faslından sonra Mersin durağına geçtim.Mersin’in sıcağından ise Soğucak yaylasına kaçtım:)
O tarflarda yaşayanlar bilir ki yazın şehirde kimse kalmaz. Ya yazlığa ya yayla evine. Yaşım gereği :P yazlık çok yorucu bir fikir geldi.Sıcak ekstra yoracak, sürekli giyin soyun, kumları temizle, güneşten korun gibi çabalamalar yerine ; çam ormanının dibinde serin hava, kuş sesi dışında hiç bir ses yok ,annemin bahçesinden tazecik sebze meyveleri ,akşam üzeri orman yürüyüşleri daha cazip geldi.Sicilyalı Seçil için yayla zorlayıcı bir seçenek olmasına rağmen yaylaya çıktık.Döneceğim güne kadar da Mersin’e inmedim. Hersey tek kelime ile mükemmeldi.

Günler sakin ve huzurlu geçti.Seçil'le uydu yayınından Düğün Tv izledik. Yurt dışında yaşayan gurbetçilerimizin düğün kayıtları bu kanal aracılığı ile herkesle ve özellikle düğüne katılamayan Türkiye’deki yakınları ile paylaşılıyor. Annem akrabanızın düğünü olsa izlemezssiniz die bize takıldı tabi ama bizim yegane amacımız gurbetçilerin düğün modasını takip etmekti.:) 2 avusturya, 1 Almanya , 1 de Fransa düğünü izledik.Ve hepsinde gelinliklerin vatkalı bolerosu vardı. Ayrıca ailenin birinci derece yakınlarının tuvaletleri de bolerolu idi. Benim gurbetçi olan vatandaşlarımız ile ilgili görüşüm şu ki :Buradan başka bir ülkeye gittiklerinde ister istemez kendilerini, kültürerini, yaşamlarını koruma altın almaya çalışıyorlar.Bunlar doğru ve anlamlı kaygılar ama bunu yaparken kendilerini çok fazla dünyaya kapatıyorlar ve buradan göç ettikleri yıl herşey nasıl ise o yıl da donup kalıyorlar.Halbulki Türkiye’de bıraktıkları yakınları ilerlemeye devam ediyor.Özellikle de giyim kuşam modasında. Bu düğünlerle gördüm ki bu konudaki donma etkisi biraz kırılmış ama yine de bir 3 yıl geriden geliyorlar.Bolca film izledim bunların arasında özellikle Yasak Bölge (La Zona) yı mutlaka izlemelisiniz, Kaldırım Serçesi’ni (La Vie en Rose/La Mome ) de çok beğendim Edit Piaf ı bir başka dinliyorum şimdi ,ayrıca Marion Cotillard gerçekten ödülünü hak etmiş.Diğer bir film de Mimar (Architect).
Tüm bu güzellikler son gün muhteşem mangal partisi ile ayrıca ödüllendirildi.Bir jubile havası yaratıldı :) üzerine künefe öldürüldü. Ve sonunda tıpış tıpış İstanbul’a dönüldü :(

Friday, July 4, 2008

TATİL-İmir-Çeşme

Zaman su gibi akıp geçti .1 haftalık izin yetmedi. Daha önceleri her tatilimin maksimum dördüncü gününde İstanbul’a dönmek isterdim. Sanırım yaş ilerledikçe yorgunluklar da artıyor ve atması çok da kısa sürmüyor. Aslında biraz da koşturmacalı geçti. İznimin ilk gününde İzmir’de arkadaşımızın düğününde idik. Cumartesi sabahtan 5 kişilik bir ekip araba ile Yenikapı’dan gezimize başladık. Bu beş kişinin iki kişisi çok önemli :) süper ikizler Nur ile Gül. Tam benim kafadan. Google’dan İzmir'de ne yememiz ne içmemiz gerektiğinin hepsi arastırılmış. Kalacagımız otele hangi sapaktan döneceğimizin haritası çıkartılmış ve daha ne detaylar. Bu iznin bir gıda turizmine dönüşeceği daha ilk günden belli oldu yani. İlk olarak Yol üzerinde Varan tesislerinde Susurlık ayranı,çiğ börek ve kaşarları dışarı tasan koca tosttan yenildi :)

İzmir’e girdikten sonra Kordon’a adım atar atmaz süper ikizerin buldugu hemen herşey önümüzde dizilmeye başladı. Osmanlı şerbeti içilecek yer,dil şiş yenilecek balıkçı ......Karınlar da acıktıgı için otele gitmeden hemen Balık Pişirici Veli Usta’da dil şişleri yemek için durduk.Dil şiş süperdi ama salata ve pamuk gibi kalamarı atlamamak gerekiyor.Salatanın zenginliği Ege’de oldugunuzu hatırlatır nitelikte.
Tum detayları anlatmak çok uzun sürer ben direk ugrak noktalarından bahsedeyim:) Nikah ile Akşam yemeği arasında üşenmeden üzerimizi değiştirip dooooğru Reyhan Pastanesinin yolunu tuttuk. Pastanede masa bulabilmek için masa sırası bekledik. Kulaklıkla dolaşan garsonlar sürekli birbirleri ile haberleşiyorlardı. “ Masa 7 kalktı kasaya yürüyor, Masa 10 hesap istedi .....” Öyle kalabalık ,popüler ve organize bir pastane yani.) Bir sürü değişik pastaları var.Lili,poko ve adını hatırlayamadıgım kadar değişik isimler. 6 kişi olarak 6 değişik pasta söyleyip masada tam bir çekirge grubu olarak davrandık. Kimsenin eli kolu kendi önünde değildi.6 ‘nın 5 li kombinasyonları şekline herkes her pastadan denedi. Masadaki telaş ,rekabetçi ortam görülmeye değerdi... Pastalar için bakınız : Reyhan

Ertesi gün sabah kahvaltısından sonra dooooooğru Alaçatı. Alaçatı gezildi turlandı akabinde hemen Ilıca'ya geçildi .
Tabikiiiii ilk durak Kumrucu Şevki... Orada da öyle bir saldırı durumu olduku ancak yedikten sonra resim çekebildik:(.
Akşamında ise muhtesem Dost pide ye gidildi ve Tahinli pidenin gözüne vuruldu.

Ancak buradaki herşey cok güzel ve lezettli.şiddetle tavsiye edilir.Bu tatil yazısı çok uzayacağa benzer .çeşme sonrasındaki Mersin-Soğucak kısmını sonraki yazıya .Görüşmek üzere.