Wednesday, January 9, 2008

Namlı Gurme Karaköy


Kahvaltıya olan hassasiyetim heres tarafından biliniyor.Asla poğaça yada patiseri ürünleri ile yapmam . Peynir ,domates ve zeytin olmadan aslaaa. Hafta içi en azından bu 3’ü olmalı.Hafta sonları ise ziyafete dönüşmeli,omleti, menemeni,reçeli,balı,kaymağı ........
Bu sebeple dışarda yapılan kahvaltılar konusunda da seçiciyim. Klasik türk kahvaltısını en lezzetli yapabileceğim yere gitmek benim için önemli. Boğazda bunu Kale,Yeniköy Kahve gibi yerler karşılıyor.Ancak buralar hafta sonu gitmek tam bir sorun.Park yeri sorunu,boş masa bulma sorunu gibi sinir testine tabi durumlar var.Bu yüzden çok tercih etmiyorum.Buna ilk alternatif Demirciköy’deki Uzunya idi.Blogumun sadık takipçilerindenseniz ilk yazım burayı anlatıyordu :) Peki ama şimdiki keşfimİz neresi (Ebru sağolsun :) ) Karaköy NAMLI Gurme . Namlının ürünlerinin kalitesini bilmeyen yoktur herhalde. Karaköyde açtığı bu şubesinde kahvaltı serviside var. Aslında burası da keşfedilmiş durumda telefonla rezervasyon yaptıranlar oluyor ama birazıcık erken gidildiğinde boğazda yaşanan sendromlar yaşanmıyor sanıyorum.Kahvaltılıklar,peynir zeytin çeşitleri süper.Her çeşit peynir, kuru domates-kekik-zaytinyağı-cevizle harmanlanmış zeytinler, yine kekik ve zeytinyağı ile harmanlanmış domates ev salatalık söğüşleri daha neler neler. Sadece bunlar değil tabi omlet,sahanda,sucuklu,pastırmalı,sosisli yumurtalar ve inanın 1 sahan 2 kişiye fazlası ile yetiyor.En kısa sürede denemelisiniz.illla geniş manzara istiyorsanız kahvenizide İstanbul Modern'in cafesinde içebilirsiniz. Yer: Karaköy Güllüoğlu nun hemen yanı,DenizBank’ın karşısı,kat otoparkının arkası:) telefon:212 293 68 80 .Şimdiden afiyet ,bal,şeker olsun.

Wednesday, January 2, 2008

Hamdım,Piştim,Yandım

5 günlük mersin gezime başka bir aktivite sığdırmadan olmazdı. İstanbul'da iken seyahat tarihlerimin 16-21 aralık oldugunu düşünürken her sene 17 aralıkta düzenlenen Şeb-i Arus törenlerine katılma fikri aklıma düştü. Anneciğim birkaç yıldır istiyordu ama türlü türlü şeyler yüzünden gerçekleşememişti.
Ben hemen Mersindeki bir kaç tur şirketini arayıp gerekli rezervasyonları yaptırdım.Ve Mersine vardığımın ertesi sabahı anneciğimle Konya yollarına düştük.... Konya’ya vardığımızda karınlar acıkmış oldugundan ilk durak meşhur Hacı Şükrü oldu. En meşhur fırın kebebının yapıldıgı yer . Etler sabahın 3’ü gibi bakır kazanlara koyulup meşe odunu ateşinde kızartılıyor .Daha sonrada hepsi tek bir bakır kazanda yavaş yavaş pişmeye bırakılıyor .Yaklaşık 5-6 saat sürüyor.Lezzet olarak tandır kebabı gibi. Yanında pide ve soğanla servis ediliyor.
Bundan sonraki durağımzı ise Mevlana Müzesi oldu. Yani Mevlananın türbesinin de içinde bulunduğu yer. İnanılmaz bir kalabalık vardı.Ve yabancı turist sayısı şaşırtacak kadar çoktu.
Herkes içerde yerlere oturmuş ve dua ediyordu. Konya belediyesinin çok başarılı çalıştığını söyleyebilirim. Galoşlar hatta galoş makinaları vardı girişte. Böylece ayak kokularına maruz kalmıyorsunuz.İçerde el yazmaları ,seccadeler,horosanlı erlerin
kabirleri,Mevlana'nın ve babasının türbesi de bulunuyor. Rivayet o ki mevlananın naşı geldiğinde babasının kabrinin ayaga kalktığı ama böyle bir durum yok aslında.
Müze gezisinden sonra Alleattin tepesi ve Camii ne gittik. Burada 800 yıllık mimberi gördük ve Selçuklu sultanlarının kümbetlerini. Sonrasında ise Konya Belediyesinin törenler için yaptırdığı salona doğru yola çıktık. Benim görüşüm salonun oldukça iyi olduğu yönünde ama Özgür’ün söylediğine göre Nihat Genç her yerin mermer olmasından mütevellit gasilhaneye benzetmiş... Bunu duyunca düşündüm ama beni cok rahatsız etmemiş, sanırım mermerin tonu açık renk ve heryerde aynı ton bundan kaynaklı olabilir.
Tören salonu anfi tiyatro şeklinde,salona girdiğimizde her izleyici için koltuklara bırakılmış 2 adet çanta vardı.Bunların içerisinde Mevlanının hayatı,çizgi film şeklinde cd si, Mevlana nın sözlerinin olduğu dökümanlar,Konya belediyesine ait dergiler, yetiştimek üzere lale soğanları ve mevlevi şekerlemeleri vardı. Ben bu kiti de oldukça başarılı buldum.
Sema gösterisi öncesi Ahmet Özhan sahne aldı. Tören oldukça etkileyici idi hele 10 yaşındaki semazen ...-
Törendeki seramonileri anlamlarını tek tek yazmak isterdim ama su sıralar detaylandıracak vaktim yok.Üzerinden oldukça da vakit geçtiği için kısada olsa size bilgi geçmek ve resimleri göstermek istedim.
Yep yeni bir yılda iç huzurumuzu sağlamış,dünyevi dertlerden uzak,olaylar karşısında sabrımızı koruyabildiğimiz, sağlık ve sükün dolu bir yıl diliyorum.