Monday, July 4, 2016

Vanilyalı Karadut Reçeli





Reçelin hikayesi güzelim yaz meyvelerini başka mevsimlere taşınmak isteyince ortaya çıkmış. Meyveyi şeker ile pişirmek onu bozulmadan korumaya yarıyor. Tabi o zamanlar şeker dediğimiz direkt şeker kamışının kendisi. Endüstriyel herhangi bir işlem görmemiş. Şeker kamışının bu topraklara kadar gelmesi de Pers İmparatoru Darius'un Hindistanı işgali sırasında askerlerinin şeker kamışını keşfedip, İran'a getirmeleri ile oluyor ( M.Ö510).
7. yüzyılda ise Arap Müslümanlar şeker kamışı ile tanışıyor ve kaynatarak şerbetini yapmaya başlıyorlar. Bu tarihsel süreçle sizi çok sıkmadan özetle; reçeli Müslümanların keşfettiği söyleniyor.
Önceleri sadece bayramlarda ve uzun kış gecelerinde misafirlere ikram edilen bir yiyecek iken sarayların ve dergahların vazgeçilmez yiyeceği halini alıyor.
Geçmişteki kahve içme ritüelin de de reçele rastlanıyor. Amaç kahve öncesi ağzı tatlandırmak. Kahve şekersiz içiliyor ve fincanlar  servis edilirken tepsinin ortasında içi reçel dolu gümüş bir kase bulunuyor. Herkes bir kaşık reçeli alıp içi su dolu bir bardağa kirli  kaşığı geri bırakıyormuş. Bazı gezginlerin yazılarında bu konuya sarayın cimriliği olarak yaklaşılsa da konu aslında hijyenle ilgili. Aynı kaptan yenilen reçelin içine kullanılmış kaşık girmemesi için.
Şimdilerde ise reçele rafine şeker, glikoz,  fruktoz daha neler neler konuluyor. Üniversite yılları hariç hazır reçel aldığımı hatırlamıyorum.Son yıllarda ise en sağlıklı ne ile tatlandırırım derindeyim.
Bugunki tarif palmiye şekeri ile yapılmış karadut reçeli.
Haftasonu böğürtlen ağacı gibi görünüp aslında ters dut ağacı olduğunu keşfettiğimiz ağaçtan reçel niyetine toplamıştım, oldukça da tatlılardı

500 gr karadut
Küçük çay bardağının 1/4 ü kadar palmiye şekeri ( bu sayfada gördüm)
1 çay kaşığı tereyağı
Yarım limon suyu
Yarım çay kaşığı vanilya özütü

Bu sefer değişik ve pratik bir pişirme yöntemi tercih ettim. Memnun da kaldım. Genelde şeker meyvenin üzerine serpilir ve akşamdan sabaha bekletilir.
Ben bu sefer ilk önce karadutları tencereye koydum. 1 çay kasışı tereyağı ve 1 çay bardağından biraz daha az su ekledim. Yıkanmış olduğu için dutlar biraz sulanmışlardı. Tereyağının iki fonksiyonu var hem köpürmeyi engelliyor hem de reçele parlaklık katıyor.
7 dk kadar pişen dutun içine çeyrek bardak palmiye şekerini ilave ettim. 15 dk bu şekilde piştikten sonra yarım limon suyunu ve vanilya özütünü ilave ettim. Bu noktadan 1-2 dk sonra kapatabilirsiniz aslında. Ben çok sulu reçel sevmediğim için suyu istediğim noktaya gelene kadar biraz daha pişirmeye devam ettim.
Palmiye şekerinin çeyrek bardak olması da  benim damak tadıma göre. Azar azar ekleyip istediğim şekerli tada geldiğinde durdum. Siz de bu yöntemi kullanabilirsiniz.

Tavada ısıtılmış güzel bir ekşimaya çavdar ekmeğini üzerine de çok güzel olurdu benim aklıma İtalyanların mascarpone peynirini tatlıda kullanmalarından esinlenerek, lor peynir ile tatlı formunda servis etmek geldi. Lor peynirim çok kuru olanlardan değildi. Ezine ve tuzssuz bir lorudu. ıslak ve yapışabilen bir doku. Ordorv şekillendiirici ile bir lor zemini yaptım. ortasına daha minik bir delik açarak karadut reçeli ile doldurdum. Tatlı ve tatlı olmayan lezzetler bir arada iken çok hoşuma gidiyor. Bu güzel mor reçel ile güzel bir cheesecake giydirmesi de yapılabilir bence. Umarım siz de beğenirsiniz...