Friday, March 23, 2007

alıntı

Bencilliğin süzgecinden geçmiş sözcüklerle kuruyorum cümlelerimi. Ve yine sevdiğim yazarıma bırakıyorum sözü: “Yaşamın, daha doğrusu yaşamın ortasında, tüm özlemlerimin doyumsuz kaldığını nasıl da algılıyorum. Ama artık yorulmaksızın aramak yok. Aranan yaşantılar arandı. Yaşandı. Bir kısmı gömüldü. Yeniden toprak oldu. Canlılıklarını duyduğum, canlılıklarını birlikte bölüştüğüm bir takım insanlar gitti. Onlar adına, onları da özlemek, onlar için özlemek, onlar için sevmek. İnsan yaşamının mutlak en önemli olgusu sevilen bir insanı özelemek, istemek. Onun yanındayken de özlemek, istemek. Oysa yaşam genellikle insanan bir başına kalmasıdır. Uyukuda. Uykuyu ararken. Derin uykuların ötesinde bile zaman zaman düşünde sezinlemiyor mu insan bir başınalığın çaresizliğini. Yollarda. Okurken. Pencereden caddelere bakarken. Giyinirken. Soyunurken. Herhangi bir kahvenin içinde oturan insanlara gelişi güzel bakarken. Hiçbir şey aramazken......
........Kıyısında gezdiğin deniz senin değildir. Kanını akıtamadığın kent de. Sözünü etmediğin, birlikte yürümediğin sokakların başkasına ait olduğu gibi. Yaşamadağın aşk da senin değildir. Söylemediğin sözün senin olmadığı gibi. Anlatamadığın, yaşayaşamadığın, yaşatamadığın duygular da...Şimdi ben de düşünüyorum... Aşkın inadı olmaz. İnsanın inadı olur. Bencilliğin... Kendi başınalığın yalnızlıktan başka duygusu olmaz. Duyuramadağın sözcükler; uçup gider. Yazamadığın öykülere başkaları girer. Hayalini ettiğin filmlerin başkası, kendi gözüyle çeker. Ve sen öykünün tasvir cümlelerin birinde bir bağlaç ya da filmin fonunda bir taş duvar afişi olarak kalırsın. Çünkü hayat herkesten aldığı kadarıyla senden de intikamını alır. Yaşadıklarının kinini en sevdiğinden çıkarır insan. Bunun da farkındayım.......

1 comment:

Anonymous said...

savrula savrula yaşıyoruz hayatı... kendi hayatımızı da film karelerindeki gibi cansız ve donuk yaşama gafletinde bulunuyoruz. Oysaki bunun acısı 60'lı yaşları sürerken keşkeler zinciri olup boynumuzu sıkmaya başlar... Kan ister bu hayat... Nefes aldığımız her dakikanın varolma hissiyatı kanını...