Wednesday, March 15, 2017

Ev Yapımı Fıstık Ezmesi


Çocukken fıstık ezmesine bu kadar rağbet etmezdim. Daha çok fındık kremacı idim. Sağranın mağazası ilk açıldığında 2 günde bir elimde boş kavanozla mağazanın yolunu tutardım. en fazla ertesi gün sabaha kadar kavanozun dibi görünürdü. Berşan, Tolga ve ben Sağra Special mağazalarındaki o çikolata musluğuna ağzımızı dayamanın hayalini kurardık. O zaman daha Nutella filan yoktu:)  Tevellütü siz düşünün artık. Fıstık ezmesi ise çok itici gelirdi, zaten çocukken o kadar az şey yerdim ki, liseden sonra olanlar oldu bana. Şimdi tutabilene aşkolsun.
İşte faydalı yağlar içeren kuruyemişler filan derken yerfıstığı da bana lezzetli gelmeye başladı.Tabi Snickers çikolatalarınında faydası olmuştur. E sonralarda katkısız olsun, şekersiz olsun paketlenmemiş gıda yeme gayretimiz eklenince bunun da ev halini yapalım dedik. Allahım ne kolay ve ne lezzetli.


  • 600 gr. kabukları soyulmuş yer fıstığı
  • 1 kaşık hindistan cevizi yağı (zeytinyağı, tereyağı da olabilir)
  • 2 kaşık pekmez ( bal, agave de olabilir, hiç koymayabilirsiniz de )
  • 1 fiske tuz
  • 1 fiske işlenmemiş  çiğ vanilya
Buradaki en önemli konu fıstıkları öğütecek, öğütürken yanmayacak bir mutfak robotunuzun olması.
Tamamen sizin damak tadınıza bağlı olarak fıstıkları öncesinde tavada biraz kavurabilirsiniz. Bu işlem fıstığın yağlarının açığa çıkmasını sağlıyor. Kavurmak istemezseniz direkt robota atıp ezmeye başlayabilirsiniz. Fıstıklar  önce un kıvamına gelecek ama biz çalıştırmaya devam edeceğiz. Un kıvamına geldiğinde diğer malzemeleri ekleyip çekmeye devam edeceğiz. Makinayı arada soğutup bekleyebilirsiniz. Öğütme işlemi devam ettikçe fıstıkların yağı açığa çıkıyor ve krema halini alıyor. İstediğiniz kıvama geldiğinde dilediğiniz kavanoza aktarıp afiyetle yemeye başlayabilirsiniz.

Hiçbir şey eklemeden sadece fıstıkları öğüterek de aynı kremayı elde etmeniz mümkün. İçine kakao (mümkünse çiğ) ekleyerek çikolatalı hale getirebilirsiniz.

Muz ve elmaya sürerek yemeyi çok seviyorum. Bende gerçek bir tatlı yemiş doygunluğu yaratıyor.

Ben bidiğimiz küçük ev aletleri robotumu kullandım bu sebeple arada soğutup devam ettim.  Vitamix gibi markalar da aleti yakma stresi olmadan yapmak mümkün. Ancak önemli bir bütçe gerektiriyor:) ( 3000 tl ve üzeri). Hakkını vererek kullanırım, smoothieler, nice creamler, shakeler, fındık- fıstık ezmeleri yapacağım sürekli derseniz düşünebilirsiniz. 
Deneyenler için afiyet olsun.

Not: Arda çikolata yediğini zannederek bayılarak yedi:) 

Friday, February 24, 2017

Evde Şekersiz Sütsüz Çikolata


Son günlerde Arda ile sakız ve çikolata krizleri yaşıyoruz. Balık Dory tutkunu olduğu için markette malum süprizli çikolatanın Dory serisini görünce çok ilgisini çekti. Aynur teyzesi ve ben ambalajı hiç soymadan yumurtayı ikiye ayırıp içinden çıkan süpriz yumurtaları veriyorduk ve hayatımız gayet normal ilerliyordu ki bir hafta sonu babası jelatini çikolatadan sıyırıp çikolatasını görebilceği şekilde yumurtayı verene kadar. Çöpe atmamıza rağmen gidip gelip çöp kutusunu gösterip çikolata diye tutturdu.  Böylece maalesef market çikolatası kavramı hooop die gündemimize geldi. Biliyorum eninde sonunda gündemine gelecek ancak bu yumurtanın çikolatası gerçekten  kötü ve kalitesiz. Arda'ya bu durumu açıklama hikayelerimizle sizi fazla boğmadan alternatif çözümü anlatayım.

İş başa düşünce çikolatanın ev yapımı, sağlıklısı ve tatmin edici lezzeti olanını yapmak kaldı. Aslında takip ettiğim raw-vagan sitelerde bir çok tarifle karşılaşmıştım. Eldeki malzemeler ile hemen bir karışım yapıverdim.

  • 4 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı (eritilmiş)
  • 2 yemek kaşığı keçi boynuzu unu
  • 2 yemek kaşığı keçibounuzu pekmezi
  • 3 yemek kaşığı çiğ kakao
  • Fıstık içi
Bu malzemeleri karıştırıp dilediğiniz kalıplara koyduktan sonra 15 dk buzlukta beklemesi yetiyor.
Sadece market çikolatalarına göre çok daha çabuk eridiğini belirtmek isterim.
Bunun yanında içine dilediğiniz pekmez, bal, agave şurubu alternatiflerini kullanabilir, fıstık ezmesi, fındık ezmesi ile çeşitlendirebilir, istediğiniz kuru yemişler ve kuru meyveler ekleyebilirsiniz.
Kakao ve tatlandırma ölçülerini tamamen kişisel damak zevkinize göre arttırıp azaltabilirsiniz. Şekillendirme için ise silikon buz kalıplarını kullanabilirsiniz.
Ve çocuklarınızın tutturuk durumlarına karşılık başarıya ulaşmış yöntemlerinizi benimle paylaşabilirsiniz:)

Herkese iyi haftasonları...

Önemli Not: Arda'dan geçer not aldı:)


Friday, January 27, 2017

Granola Bar - Yulaflı Bar





"Granola Bar" dan önce sanırım ilk netlik gerektiren konu "Granola" nın ne olduğu.
Ne olaki bu granola, granola bar, son yıllarda sıkça karşımıza çıkıyor, müsli gibi birşey mi? Ne katınca granola oluyor?  Yulaf mı aslında? Kahvaltıda mı yenir? İyi bir ara öğün mü?

Aslında granola, müsli ye alternatif bir yiyecek olarak ortaya çıkıyor.

Müsli İsviçreli bir hekim ve beslenme uzmanının keşfi.  1900'lerin başında  çiğ yulaf, eşit miktarda badem, fındık, az miktarda limon suyu, süt ve bolca taze ekşi elma dilimlerinin harmanlanması ile yapılan bir tarif. Daha sonra ticari versiyonu olarak kuru meyveler ile pakete giriyor.

Granola ile 1890'larda Amerika'da yapılmaya başlanmış. Lapa haline getirilen çiğ yulafı kuru yemiş, kuru meyveler ve istenilen çeşit yağ ile karıştırıp gevrekleşene kadar fırınlanması ile yapılıyor.Bu karışım süt ya da yoğurt ile karıştırılarak tüketiliyor

Yani Granola yı müsliden ayıran, fırınlama işlemi.  Bir de keşfedildikleri Coğrafyalar:)

Enerji verici içeriği, sindirime katkısı, kolay tüketimi, taşınabilirliliği, sağlıklı ara öğün olabilmesi, tatlı ihtiyacına alternatif olabilmesi, farklı kahvaltı ihtiyacı gibi bir çok sebeple hayatımızda yer alan bu  besinin farklı bir sunumu olan "bar" halini size anlatmaya çalışacağım bugün.
Bu tarifte kullanılan kuru yemiş ve kuru meyveler tamamen sizin beğeninize, tercihinize göre değişebilir.

Malzemeler:




  • 150 gr çiğ badem
  • 200 gr yulaf
  • 100 gr siyah çekirdekli kuru üzüm. (çekirdeklerin yarattığı çıtırlığı sevdiğim için tercihim)
  • 100 gr bal
  • 3 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı
  • 5 gr zencefil
  • 5 gr tarçın.

  • Bademleri bıçakla küçültüyoruz ve yulaf ile karıştırarak 200 derecelik fırında 15-20 dakika fırınlıyoruz. Her fırının performansı farklı olabilceğinden bu kısımda önerim kavruldukça ortaya çıkmaya başlayan kokuyu takip etmeniz ve yulafın rengi kahverengileşmeden fırından almanız.
    Fırınlama işlemi devam ederken kuru üzümleri de bıçak ile küçük küçük doğruyoruz.
    100 gr balın içinde 3 yemek kaşığı hindistan cevizi yağını sıvı olarak ekleyip bal ile karıştırıyoruz. Burada hindistan cevizi yagı karıştırdıkça balı inceltiyor ve yulafla karıştırılması daha kolay bir hal alıyor.
    Fırından çıkarttığımız yulafların soğumasını bekliyoruz ve  tüm diğer malzemeleri ekleyip karıştırıyoruz. Ballı karışım tüm yulafa nüfuz edene kadar elle yoğuruyoruz. Beklentiniz hamur gibi olması yönünde olmasın. Yine taneli bir harman oluyor. Bu karışımı yağlı fırın kağıdına koyup, dilediğiniz küçük tepsinin içine alın ve eliniz ile üzerine bastırarak pressleme işlemi yapıyoruz. Malzeme birbirine iyice yapışıyor ve sıkışıyor. 2 saat buzdolabında beklettikten sonra dilediğiniz boyutta kesiyor ve afiyetle tüketiyoruz. Yukarıdaki ölçüden, benim kesimimle 18 adet çıktı.


    Önemli Not:
    Bu tariflerde benim hassasiyetim balı asla ısıl işleme tabi tutmamak. İnceltmek için mikrodalgada ısıtan, ya da ilk başta yulaf ile  karıştırp fırınlayan tarifler var. %100 bilimsel bir gerçek var ki bal ve pekmez ısıl işlem gördüğünde HMF oranı çok yükseliyor ve sağlığa çok zararlı bir hal alıyor. Bu konu ile ilgili detaylı bilg edinmek isterseniz okumanızı önereceğim link http://benimgidamuhendisim.blogspot.com.tr/2013/11/pekmez-ve-hmf-konusundaki-sorulara.html




    Thursday, January 19, 2017

    İncir Uyutması






    Diyet yaparken tatlıdan vazgeçemeyenler, şekeri hayatından çıkartmak isteyip alternatif yaratamayanlar, işten güçten bu tarz şeylerele uğraşamıyorum diyenler, çocuğuma sağlıklı tatlı nasıl yedirebilirim diyenler, sağlıklı olunca hiç de tatlı gibi olmuyor birşeye benzemiyor diyenler, şu kuru incirler de kupkuru oluyor rahat yenmiyor diyenler; bu tarif tam size göre.

    Hem de bu topraklardan çıkma, benim özellikle Sinop ve Yozgat taraflarında rastladığım  bir tatlı. İncir uyutma adının yanında, incir uyuşturma, incir teleme adı ile de duymuş olabilirsiniz. Özellikle Teleme, aslında dağda gezen çobanların sağdıkları ılık keçi sütünün içine olgunlaşmamış incir koyup,  incirin sütünden faydalanarak 15 dakika da mayaladığı daha sıvı bir yiyecektir.

    Sadece 2 malzemeli olan uyutma tarifine  ben zevkime göre2 baharat ekledim.

    • 1 litre süt (ben laktozssuz süt kullanıyorum)
    • 200 gr  kuru incir (15 adet kadar)
    • isteğe göre tarçın ve karanfil (bunlar benim ilavelerim, siz koymaya da bilirsiniz)
    İncirleri derin bir kaba alıp ısıtıcı da kaynattıgımız sıcak suyu üzerine ilave edelim ve 20 dk yumuşamalarını bekleyelim.
    Bu sırada sütümüzü ocağa koyalım ve yoğurt mayalama ısısına gelene kadar ısıtalım. (serçe parmağı süte batırdığımızda elimizi çok yakmayacak noktaya geldiği ısı.)
    Yumuşayan incirleri  minik minik doğrayalım ve ılık sütün içine ekleyelim. bu aşamada dilerseniz tarçın ve karanfili ekleyebilirsiniz. Karanfili ben ferahlatıcı olarak düşündüm. 3 adet ekledim. fazlası acı bir tada neden olabilir.
    El blendırı ile sütün içindeki incirlerin taneli halini yok edene kadar karıştıralım. 
    Bu işlemden sonra karışımı kullanacağınız kaselere alın. Havlu kağıt ile hepsinin üzerini kapatın ve sonrasında bir yoğurt beziniz varsa ya da havlu ile üzerini yeniden kapatın. Tıpkı yoğurt mayalar gibi. 2 saate mayalanma gerçekleşmiş oluyor. Ben 5 saat beklemeyi kıvam için daha iyi buluyorum. tam bir puding kıvamına geliyor.
    üzerine dilediğiniz kuru yemiş ve hindistan cevizi ekleyerek servis edebilirsiniz.
    Afiyet olsun...

    Saturday, November 5, 2016

    Kaynar





    İçimizin ısınmasına ihtiyaç var. Gündemden ötürü mevsimden ötürü. Güzel kokuların güzel anıları hatırlatmasına ihtiyaç var.  Evleri yuva ya dönüştüren kokulara. Sağlığa ve mutluluğa. Tam de böyle ruh halleri için benim en güzel içeceğim kaynar. O ocakta sürekli kaynasın, evi güzel kokular sarsın sadece kokusu bile içmizi ısıtmaya yetsin. Ruhu okşamaya yetsin. Annemin kokusunu  bana getirsin.

    Bizim oralarda, Çukurova da diyelim doğum ve hastalıklarda kaynatılır kaynar. Gelinlerin çeyizine kaynar takımları konulur. Lohusa evinde sürekli ocak üstünde kaynar durur. Hem gelen misafirlere ikram edilir hem anne içer. Anne için süt oluşumunu destekleyen de bir içecektir. Öyle başka bölgelerdeki gibi suyun içine kırmızı taş ve şeker atılarak kaynatılan bir şey değildir. Bildiğiniz bir sağlık iksiri....... Çukurova'da baharatçılarda  içerikler karıştırılmış ve paketlenmiş halde satılır. Ben içeriğini sayayım siz her birinin nelere faydalı olduğunu zaten anlayacaksınız.
     Zencefil, havlucan, kabuk tarçın, karabiber, yenibahar, karanfil, muskat, çöven kökü, rezene. Bu karışım temiz bir tülbente ya da minik bir keseye konularak bağlanır. Genişçe bir tencerenin içine 3 litre kadar su eklenir. Yörede içine neredeyse 1 kilo şeker eklenerek kaynatılır aslında ben tabiki bu şekilde yapmadım. Elimde işlem görmemiş stevia yapragı vardı. Ondan ekledim. Suyun rengi çay rengine dönene kadar kaynar kaynar kaynar. Sonrasında fincanalara konur ve servis edilirken üzerine dövülmüş ceviz ya da fındık dökülerek servis edilir. Yanına tatlı kaşığı da konulur ki içildikten sonra ceviz ve fındıklar rahatça yenilebilsin. İstenirse soğuk da servis edilebilir. Piştikten sonra şişe ya da kavanozlara konup istenildiğine ısıtılarak tüketilebilir. Benim tercihim sıcak içilen keyifli bir kış çayı yönünde. Fotoğrafta gördüğünüz baharatların tamamı bir ölçülük kaynar malzemesidir. Deneyen herkese mutluluk ve şifa olması dileği ile. Sevgiler...

    Friday, November 4, 2016

    Sütsüz Şekersiz Puding


    Yeniden merhaba, şimdiye kadar yediğiniz pudinglerden ayırt edilmeyecek lezzette bir puding bu. Başlığı uzatmamak için kısa yazdım ama, süt ve şeker dışında nişasta yok,yumurta yok, un yok, pişirme yok.
    Peki ne var? Hemen sayalım

    • 10 adet etli hurma
    • 1 adet oldukça olgun avakado
    • 1 çorba kaşığı çiğ kakao (damak tadınıza göre azaltıp çoğaltabilirsiniz,  çiğ kakao için)
    Hurmalarımızı sıcak suda  bir kaç saat bekletiyoruz. Yumuşayan hurmaların kabuklarını soyup çekirdeklerini çıkartıyoruz. Avakadoyu ikiye bölüp çekirdeğini çıkartıyoruz ve bir kaşık yardımı ile kolayca etli kısmını çıkartıyoruz. Hurma, avakado  ve kakaoyu bir robot ya da el blenderı yardımlı ile karıştırıyoruz. Bu aşamada karışımın içine kıvamına göre hurmaları ısladığımız sudan bir kaç kaşık kadar ekliyoruz. Burada sizin istediğiniz kıvamı yakalamanız önemli olan. İşte bu kadar kolay. Hurmaların suda ıslı kaldığı süreyi saymazsak gerçekten 5 dakikadan daha kısa sürede çok sağlıklı bir tatlı. Yapmayı deneyen herkese afiyet olsun. Ağzınızın tadı bozulmasın....

    Saturday, October 29, 2016

    Unsuz Şekersiz Sufle

                                                                 

    Hepinize merhaba, baya zaman geçti görüşemeyeli. Bu tarif az önce tamamen benim tatlı krizim ve Arda'nın pasta krizinden sebeb evde olanlardan yapılıverdi. Bir çoğunuzun bildiği gibi Ardaya rafine şekerli birşey ve paketli gıda henüz vermiyorum. Henüz derken bir gün vermeyi isteyeceğim için değil tabi de hani ilerde okul ile başlayabilecek riskleri göz önüne alarak böyle söylüyorum. Ara sıra yüksek ısrarlardan sevdiklerimizin yaptığı şeylerden tattırdığım olmadı mı, oldu. Sanırım ağız tadı alışkın olmadığından önceleri tadına bakıp red ediyordu. Ta ki son dönemlerde üst üste gelen ve son olarak kendi doğum günü ile sonlanan kutlamalara kadar. Zamansızlıktan kendim pasta hazırlayamadım ve çok sevdiği örümcek adamlı bir pasta sipariş verdim. O günden sonra her gün paşştaaa diye dolanıyor. Hatta mavi paşştaa diyor. Bu da aslında alışma hikayesinin anlık tehlikesini özetliyor bence.  
    Öyle yediği herşey illa organik olsun gibi takıntım olmadı. Mümkün olduğunca organik ve ağırlıklı iyi gıda, şeklinde devam ediyoruz. Ancak şeker konusunda hassasım, en azından benim beslenmesine müdahale edebileceğim bu dönemde bu şekilde olmasında sakınca görmüyorum. İleride engel olamayacağım şekilde rafine şekerli gıdalar yemesi olası bunla beraber belki de bu sürecin sonunda tercih de etmeyebilir. Tüm bunların dışında şu anda böyle besleniyor olmasının bir sakıncası var mı? Yanımıza kar diye bakıyorum olaya. Tabi Arda'yı dünyanın en önemli superfood undan  mahrum ediyormuşum gibi tepkiler de alıyorum:)
    Lafı dolandırmayayım ve bugunki pasta krizini bastıran tarife geçelim 
    •  2 tane çok olgun muz.
    • 1 adet yumurta
    • 2 yemek kaşığı hindistan cevizi unu. ( Başak Organik)
    • 1 çay kaşığı kabartma tozu
    • 1 çorba kaşığı çiğ kakao

    Tüm mazemeleri blendır ile karıştırıp. Hindistan cevizi ile yağladığım 2 küçük pişirme kabına böldüm. 180 derecede 20 dk pişirdim.  Sıcak yemenizi öneririm. Arda dan bana sadece yarım porsiyon kaldı. Deneyen herkese şimdiden afiyet olsun.