Monday, March 10, 2008

Kemik İliği Bankası

Efendim,aslında ben böyle diziler arasındaki mesaj kaygısı tasıyan olaylara karşı kılımdır. Bir istanbul masalında Behiye Arhan’in “Neden müze kurmuyoruz ,Selim “ repliği favorilerimden dir:) Her neyse geçen hafta Binbir Gece dizisinde Şehrazat lösemi hastalarının çaresizliklerinden bahsederken. Herkes lösemili hastalar için sadece üzülüyor ama kimse birşey yapmıyor.Alt tarafı 1 tüp kan vermekten bahsediyoruz diyordu.Bu kafamda gerçekten yer etti. Ertesi gün hemen kemik iliği banaksına ulaşmaya çalıştım.Telefonlarının sürekli meşgul olmasını hayırseverlerdendir diye umdum... .Bu arada internetten süreçleri öğrendim.Hatta 5 arkadaşımı ikna ettim .Birlikte gidip kan verecektik. Bir yandan hala telefonları düşürmeye çalışıyordum.Amacım çalışma saatlerini öğrenmekti. Sonunda zorla ulaşabildiğim kişi ne dese beğenirsiniz. Şu anda kan alamıyorlarmış.Bunun gerekçesini de söyleyemedi tabi. Daha kötüsü hafta içi 09-16 saatleri arasında çalışıyorlar ve hafta sonu kan alımı yapmıyorlarmış.Peki ama çalışan insanlar nasıl gidip kan verecek? .( gerçi bağış o kadar az ise hafta sonu için iş gücü ayırmamakta haklı da olabilirler.) Uzun lafın kısası Lösemi ile ilgili yapılan iletişim in sonuçları bürokrasiye ve aksaklıklara takıldı.İnternetten form doldurun,kayıt olun,,sonra aranırsınız filan filan. Fiyasko yani.
Siz genede ilgilenmek isterseniz http://www.kemik-iligi.org/
Süper güzel hafta sonunda Uzunya’da çimlerde yayıldık .Yalın ayak çimlerde dolaştık,muhteşem bir kahvaltı yaptık.Namlı yazımın üzerine ,deneyip ama biraz pahalı diyenler için burası çok süper. Kişi sayısına göre hemen hazırlayıp getiriyorlar. Beyaz peynir,tulum,eski kaşar,taze kaşar,bal,kaymak,tereyağı,çilek reçeli,tahin pekmez,söğüş tabağı,zeytin,kızarmış ekmek,termos çay,omlet,üzerine kahve 2 kişi 40 küsür lira ödedik.Mesafe uzak ama çok güzel .Erken gitmekte fayda var tabiki.Nasıl gidileceği için blogumun ilk yazısına bakarsınız artık:). Haaaa bide hamsili pilav yaptım muhteşem oldu. Yeme heyecanından resmini çekmeyi unuttum:P

2 comments:

david santos said...

Excellent post, Seval!
Very, very good.

Peace for TURQUIA.

No More Virgilius said...

Merhabalar... İyi birine benziyorsun sen.
Aslında nefret ederim böyle blog yorumlarında hayır, bağış, yardım konulu şeyler geveleyenlerden. Ama şimdi bu yazdığını okuyunca dayanamadım.

Bir site var, linkini aşağıya yazıyorum. İhtiyaç sahipleri, kan veya trombosit gereksinimi olduğunda, orada kan gruplarına göre kayıtlı gönüllülere ulaşıp meramlarını anlatıyorlar, kime, ne için, hangi hastalıktan ötürü kan/trombosit verdiğini bilerek gidiyorsun hastaneye. Tamamen hayır işi bu, yani maddi menfaat söz konusu değil. Hiç tanımadığın bir insan, hiç tanımadığın oğlu/annesi/teyzesi için senden kan verip veremeyeceğini söylüyor; alkol almadıysan, ilaç kullanmıyorsan ve başka bir manin yoksa gidip kan/trombosit veriyorsun sen de...


Beni hiç tanımıyorsun fakat içtenlikle berbat biri olduğumu garanti ederim sana... Lakin, hep söylediğim bir şey vardır: "Bizi sadece yardımına koştuğumuz insanların duası kurtarır."

Pek hamaset yüklü bir yorum oldu, tamam susuyorum, link şurada:


http://www.kanbankasi.gen.tr/ana-sayfa.php

p.s. bu siteyi (allah korusun diyeyim ama) sen de kendi yakınlarına kan veya trombosit bulmak için kullanabilirsin.